loading.gif
mobile-banner-bg

Cumhurbaşkanımız Erdoğan, STK Temsilcileriyle İftarda Buluştu

Cumhurbaşkanımız Erdoğan, STK Temsilcileriyle İftarda Buluştu
28 Nisan 2022 - Perşembe

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Dolmabahçe Sarayında sivil toplum kuruluşlarının (STK) temsilcileri ile iftar programında bir araya geldi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Dolmabahçe Sarayı'nda sivil toplum kuruluşlarının (STK) temsilcileri ile iftar programında bir araya geldi.

 

Cumhurbaşkanımız Erdoğan, programda yaptığı konuşmasında katılımcıların Kadir Gecesi’ni tebrik ederek, “Rabbimden bu mübarek gün ve gecelerin hürmetine milletimizi, Müslümanları ve tüm insanlığı rahmetiyle, mağfiretiyle, affıyla, bereketiyle, merhametiyle, ihsanıyla, kuşatmasını diliyorum. Siz kadim gönül dostlarımla tekrar bir araya gelmekten dolayı büyük bir memnuniyet duyuyorum. Bizleri bu iftar sofrasında buluşturan Rabbime hamdediyorum. Sözlerimin hemen başında, geçtiğimiz hafta teröristler tarafından saldırıya uğrayan gençlik kuruluşumuzun nezdinde tüm sivil toplum kuruluşlarımıza 'geçmiş olsun' dileklerimi ifade etmek istiyorum. Ne terör örgütlerinin kalleş eylemleri ne de siyasetteki uzantılarının hedef göstermeleri bizleri gençlerimiz başta olmak üzere milletimize hizmet etmekten alıkoymayacaktır” dedi.

“TÜRKİYE'NİN GELECEĞİNİN İNŞASINI BERABER TAMAMLAYACAĞIZ”

Millî İrade Platformu’nda güç birliği yapan sivil toplum kuruluşlarının korkuyu korkutan bir cesaretle çalışmalarına devam edeceğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin yakın datenin hikâyesini beraber yazdıklarını, geleceğinin inşasını yine beraber tamamlayacaklarını söyledi.

Cumhurbaşkanımız Erdoğan, Kasımpaşa'da başladığımız yolculuğumuzun Beyoğlu'na, oradan dalga dalga İstanbul'a, ardından Türkiye'ye ve nihayet dünyaya yayılan serencamında sizler hep yanımızda oldunuz. Vefanız, dostluğunuz, fedakârlığınız, gayretiniz, azminiz için her birinize ayrı ayrı şükranlarımı sunuyorum” şeklinde konuştu.

Cumhurbaşkanımız Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu uzun ve meşakkatli yolculuk sırasında kimi nefesi yetmediği için kimi istikametini kaybettiği için kimi nefsine yenik düştüğü için ayrı düştüklerimiz oldu. Onlara da teşekkür ediyorum. Büyüklerimiz bize hep hayrı öğütlerken yapılan hizmetleri takdir etme ve hataların üzerini örtme tavsiyelerinde de bulundu. Biz de millete ve ümmete zarar verecek ihanet seviyesine gelmedikçe kimsenin yanlışının peşinden gitmedik. Herkesi hizmetleri ile hatırlamayı tercih ettik. Ömrümüzü adadığımız dava şahıs değil, beşer değil, nefis değil, hak ve hakikat davasıdır. Hakka ve hakikate yönelen herkese bu davanın kapıları daima açıktır, açık kalacaktır. Hiç şüphesiz Rabbimiz her şeyin en doğrusunu bilir, en doğrusunu, en hayırlısını takdir eder. Bizlere de Mevla'nın hakkımızdaki takdirine ram olmak, ittiba etmek düşer.”

“20 YIL BOYUNCA EKONOMİDE HER YIL ÜLKEMİZİ ORTALAMA YÜZDE 5 BÜYÜTEREK TARİHÎ BİR BAŞARIYA İMZA ATTIK”

Cumhurbaşkanımız Erdoğan, Türkiye'nin son 20 yılının Cumhuriyetin kuruluşundan sonraki en büyük demokrasi ve kalkınma hamlelerinin yaşandığı dönem olduğunu belirterek şöyle devam etti: “Büyük bir siyasi ve ekonomik bunalımın ardından gelen 3 Kasım 2002 seçimleri ile âdeta bir Anadolu ihtilali başlattık. Ülkemizin önünde yepyeni bir dönemin kapılarını açan 3 Kasım seçimleri ile birlikte Türkiye, milletimizin tamamı için daha fazla demokrasi, daha fazla hukuk, daha fazla adalet, daha fazla ekonomik kalkınma manasına gelen kutlu bir yola girmiştir. Eski Türkiye güzellemesi yapanlar ya dönemi bilmeyenlerdir ya o dönemde yaşananların müsebbipleridir ya da o karanlık dönemden nemalanan vesayet artıklarıdır. Bugün 2002 öncesinin Türkiye'si ile 2022'nin Türkiye'sini karşılaştıran ahlak, vicdan ve izan sahibi herkes ülkemizin nereden nereye geldiğini görecektir. Geçtiğimiz 20 yıl boyunca ekonomide her yıl ülkemizi ortalama yüzde 5 büyüterek ihracatta rekorlar kırarak, tarihî bir başarıya imza attık.”

Cumhurbaşkanımız Erdoğan, eğitimde hem altyapı eksikliklerini giderip kaliteyi yükselttiklerini hem de 28 Şubat zihniyetinin yaptığı tahribatın izlerini ortadan kaldırdıklarını söyledi.

Sağlıkta Türkiye'yi, cenazelerin borcundan dolayı hastanelerde rehin alındığı bir ayıptan kurtarmakla kalmadıklarını, vatandaşlarına birinci sınıf sağlık hizmeti sunan medeni bir yer hâline getirdiklerini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, savunma sanayinde yüzde 20 ile başladıkları süreci, yüzde 80 oranında dışa bağımlılıktan kurtararak tamamen yerli savunma sanayisine kavuşturduklarını dile getirdi.

Cumhurbaşkanımız Erdoğan, Türkiye'yi kendi silahını, topunu, tankını, helikopterini, gemilerini, insansız hava araçlarını üreten, her yıl milyarlarca dolar savunma ihracatı yapan güçlü bir ülke hâline dönüştürdüklerini, güvenlikte terör örgütlerinin başlarını, Türkiye sınırları içinde ve dışında en dokunulmaz hissettikleri yerde ezme kapasitesine ulaştıklarını söyledi.

“ADALET HİZMETLERİNİN KALİTELİ, HIZLI VE ERİŞİLEBİLİR OLMASINI SAĞLADIK”

Osman Kavala ile ilgili yargı kararına da değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Hukukta, adalete güveni yeniden tesis ederek, adalet hizmetlerinin kaliteli, hızlı ve erişilebilir olmasını sağladık. Öyle ki herkes dünyada 'Biz hukuk devletiyiz.' derken, onlara 'Biz guguk devleti değiliz, biz de hukuk devletiyiz.' İşte en son malum bir zatla ilgili verilen karar bazı çevreleri rahatsız etti. Peki, kimdi bu adam. Bu adam, Türkiye'nin Soros'uydu ve bu adam Gezi olaylarının perde arkası koordinatörüydü ve yargımız onunla ilgili nihai kararını verdi ve bu kararda belli çevreleri ki malum çevrelerdir, ciddi manada rahatsız etti. Kusura bakmasınlar, bu ülkede hukuk var, bu ülkede yargı var ve bu yargı da kendi inandıklarını, bildiklerini, hakkın egemen olması için bu kararı verdiler, vereceklerdir şeklinde konuştu.

Şimdi birçok yerden arayanlar var, yurt dışına gittiğimiz zamanlar da bize bazı telkinlerde bulunanlar oldu diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: Biz de onlara dedik ki kusura bakmayın, bizim ülkemiz bir hukuk devletidir. Siz Avrupa'nın değişik ülkelerinde hukuk devleti olduğunuzu iddia ederek terör örgütünün sokaklarınızda, caddelerinizde boy göstermesine evet diyorsunuz. PKK kendi paçavralarıyla caddelerinizde boy gösteriyor, herhangi bir şey söylemiyorsunuz, onlara ses çıkarmıyorsunuz. Türkiye'de ise atılan adımlar sizleri rahatsız ediyor. En son AİHM ne dedi, AİHM dedi ki 'İlk derece mahkeme veya üst derece kararını vermediği sürece biz bu noktada adım atamayız' dedi. Buyurun, şimdi karar da verildi. Şimdi bu karar verildikten sonra artık atılan adıma tabi olacaksınız. Olsanız da olmasanız da yargının bu kararı uygulamaya girecektir. Hak ve özgürlüklerde yasakların hüküm sürdüğü bir Türkiye'den, terörü övmediği, şiddeti savunmadığı sürece herkesin fikrini serbestçe ifade edebildiği öz güven sahibi bir Türkiye'ye ulaştık. Kızlarımızın başörtüleriyle okula giremediği veya başörtülü olan kızlarımızın üniversite kapılarında süründürüldüğü, polislerin maalesef kızlarımızın başörtülerini başlarından çekip aldığı dönemden şimdi artık tüm güvenlik güçlerimizin onları teminat altına aldığı döneme geldik.

Cumhurbaşkanımız Erdoğan, demokraside tek parti faşizmini ve darbecilerin millî iradeye vurduğu gizli-açık tüm prangaları parçalayıp attıklarını belirterek ulaşımda Türkiye'nin dört bir yanını yollar, tüneller, havalimanları, köprüler ve hızlı tren hatlarıyla donattıklarını ifade etti.

Enerjide, çoğunluğu yerli ve yenilenebilir bir üretim kapasitesine erişildiğine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, sporda Türkiye'yi en ücra köşelerine kadar modern tesislerle donattıklarını söyledi.

Cumhurbaşkanımız Erdoğan, benzer gurur tablolarına tarımdan sosyal politikalara kadar her alanda şahit olmanın mümkün olduğunu, tüm bu alanlarda Cumhuriyet datende daha önce yapılanların tamamını 5'e,10'a katlayan eserlere, reformlara imza attıklarını kaydetti.

“ÇEVRECİLİĞİN DESTANINI BU ÜLKEDE BİZ YAZDIK”

Türkiye'yi her bir ferdin vatandaşı olmaktan iftihar edeceği, pasaportunu tüm dünyada gururla taşıyacağı bir ülke konumuna getirdiklerini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: Değerli kardeşlerim, elbette tüm başarı hikayelerini yazarken, pek çok zorlukla, sınamayla da karşılaştık. Türkiye, bugünlere dikensiz bir gül bahçesinde yürüyerek değil, âdeta akrebin kıskacında yoğrularak geldi. Vesayet güçlerinden, devlet içine çöreklenmiş çetelere, pek çok yapının devrede olduğu sokak olaylarından terör örgütlerinin saldırılarına kadar sayısız badire atlattık.”

Cumhurbaşkanımız Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “İşte Dolmabahçe Camii, o camide hatırlayın o geceyi, bira kutularıyla caminin içinde o oturan müptezeller, camiden buradaki makamımıza kadar kanallar açmak suretiyle geldiler, ondan sonra da gezicilerle beraber buradan Taksim Meydanı'na yürüdüler ve onları özgürlükçü olarak savundular. Bu nasıl bir özgürlükçülük ki bütün oradaki devlete ait otobüsleri yakıp yıkmaktan tutunuz da benim vatandaşlarımın tüm dükkânlarına varıncaya kadar onları yakıp yıktılar. Bunlar mı özgürlükçü? İşte o geziciler maalesef o gün orada kaldılar ve bunu ne adına yaptılar, çevre adına yaptılar. Bu nasıl çevrecilik? Çevreciliğin destanını bu ülkede biz yazdık. Bizler 5 milyon civarında fidan, ağaç dikerek bunu yaptık. Orada 12 tane ağacın bir yerden başka yere naklini kalktılar dediler ki 'bunlar ağaçları söküyorlar' Bunların hayatı bu, yalan, akşam yalan sabah yalan.

“TÜM SALDIRILARI PÜSKÜRTMEYİ BAŞARDIK”

Cumhuriyet mitingleriyle âdeta darbe çığırtkanlığı yapıldığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, 27 Nisan bildirisiyle millî iradenin zabt-u rapt altına alınmak istendiğini, 367 garabetiyle Meclis'in iradesinin gasbedilmeye çalışıldığını vurguladı.

Siyasi suikastlarla Türkiye'nin kaosa sürüklenmesi için uğraşıldığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti: Uyduruk gazete kupürleri üzerinden partimizi kapatmaya çalıştılar. Ağaç, çevre bahanesi altında başlattıkları bu olaylarla gençlerimizi aldattılar. 'Tüketmeyin' çağrılarıyla ekonomimizi çökertmeye heveslendiler. 17-25 Aralık emniyet-yargı girişimiyle seçilmiş hükûmeti alaşağı etmeye çalıştılar. Çukur eylemleriyle vatan topraklarını bölmeye, kardeşlerimizi bizden koparmaya çalıştılar. 15 Temmuz ihanetiyle saldırılarını doğrudan canımıza kastetmeye ve darbe teşebbüsüne kadar götürdüler. DEAŞ'ından PKK'sına, FETÖ'sünden marjinal sol örgütlere yıllardır besleyip büyüttükleri ne kadar yılan varsa hepsini üzerimize saldılar. Önce Allah'ın yardımı, sonra aziz milletimizin ve memleket sevdalısı STK'larımızın sarsılmaz desteği sayesinde hamdolsun tüm bu saldırıları püskürtmeyi başardık. Bu süreçte aralarında yol arkadaşlarımızın da olduğu vatan evlatlarından şehitler verdik ama milletin iradesini, sırtlanlara, çakallara, akbabalara, ruhunu emperyalistlere satmış alçaklara çiğnetmedik.

“MİLLÎ İRADEYİ HEDEF ALAN EYLEMLERİ ASLA SİNEYE ÇEKMEDİK”

Cumhurbaşkanımız Erdoğan, konuşmasında bedel ödediklerini, çile çektiklerini, zorluklara göğüs gerdiklerini, siyasi şiddete maruz kaldıklarını, tehdit edildiklerini fakat milletin kendilerine sandıkta verdiği o kutlu emanete hiçbir zaman halel getirmediklerini ifade etti.

Daima dik ve sağlam durduklarını, meşruiyetten ve hukuktan bir an olsun ayrılmadıklarını, tüm kışkırtmalara, insanları birbirine düşürmeye çalışan tüm kirli senaryolara, her fırsatta kavga ve nefret siyasetini körükleyenlere rağmen milletin tek bir ferdinin dahi burnunun kanamasına izin vermediklerini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Millet iradesini sokakla, silahla, korkutmayla esir almaya çalışanlarla ya sandıkta ya da yargı önünde hesaplaştık. Şahsımıza yönelik pervasızlıkları affettik. Lakin milletimizi ve millî iradeyi hedef alan eylemleri asla sineye çekmedik” diye konuştu.

Cumhurbaşkanımız Erdoğan, Kurt kışı geçirir ama yediği ayazı unutmaz atasözünü anımsatarak şunları kaydetti: Biz de son 20 yılda maruz kaldığımız hiçbir saldırıyı unutmadık, unutmuyoruz ve yıllar geçse de hiçbir zaman unutmayacağız. Bunu, bir kin veya rövanş duygusuyla yapmıyoruz. Millî iradeyi gasbetmeye çalışan müstevlilere, Türkiye'yi eski o kötü günlerine döndürmek isteyen muhterislere karşı daima teyakkuz hâlinde olmak için bu duygularımızı ve hafızamızı canlı tutuyoruz. Her karışı şehit kanlarıyla yoğrulmuş bu mübarek vatanı ne teröristlere ne terör destekçilerine ne emperyalistlerin içimizdeki taşeronlarının insafına bırakmayacağız.

Cumhurbaşkanımız Erdoğan, Pençe-Kilit Operasyonu'na değinerek şöyle konuştu: Kuzey Irak'ta şu anda yapmış olduğumuz harekâtta beş şehidimiz oldu ama 60 civarında teröristi etkisiz hâle getirdik, öldürdük. Ve parlamentonun içinde, ana muhalefetin sesi çıkmadı. Malum parti müsveddesi olan grup ise tabii, 'Nasıl böyle yaparlar, nasıl ta oralara giderler' gibi ifadelerle önümüzü kesmeye çalıştılar. Ne derseniz deyin, nerede terörist bulursak ister Gabar'da olsun, ister Cudi'de olsun, ister Tendürek'te olsun, ister Bestler Deresi'nde olsun oraya benim komandom girecektir ve girdi. Artık bu işlerden taviz yok. Sınır, sınırın ötesinde 30 kilometre, 'Oraya kadar gireceğiz' dedik ve girdik. Bundan sonraki süreçte de oralardaki operasyonlarımız devam ediyor, devam edecek.

“TÜRKİYE'Yİ DEMOKRASİ, ADALET VE ÖZGÜRLÜKLER TEMELİNDE BÜYÜTMEYE DEVAM EDECEĞİZ”

Cumhurbaşkanımız Erdoğan, millet adına karar veren bağımsız ve tarafsız mahkemelerin darbecileri yargılayarak hak ettikleri cezalara çarptırmasının demokrasi adına büyük bir başarı olduğunu vurgulayarak, Kendilerine hakikaten teşekkür ediyorum. Allah razı olsun diyorum ifadelerini kullandı.

Vesayet dönemlerinde darbecileri alkışlayan bir yargıdan, bugün onlardan hesap soran bir yargıya gelinmesinin Türkiye için önemli bir kazanım olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: 15 Temmuz ihanetinin hesabını hukuk önünde soran yargımız, Yassıada utancından sonra adını tarihe altın harflerle yazdırmıştır. Şimdi artık ne Yassıada var ne Yaslıada var. Şimdi demokrasi ve özgürlükler adası var. Oradan oraya... Gezi olaylarıyla ilgili kararla yargımız, sadece vicdanları rahatlatmakla kalmamış, aynı zamanda benzer niyetleri taşıyanlara da hukuk ve adalet dersi vermiştir. İşte şu anda Taksim Meydanı'nda, o Gezi olaylarının malum olduğu yerlerde bir tarafta artık camimiz, diğer tarafta Atatürk Kültür Merkezimiz yepyeni farklı bir hâliyle şu anda icrada. İnşallah o plan içerisinde daha başka projelerimiz de olacak, milletimizle beraber.

Yargının, Türkiye dışındaki mahfillerin, onların sözcülüğünü yapanların şantajlarına boyun eğmeyerek bağımsızlığını ispat ettiğinin altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk yargısı, imajın değil ülkenin ve milletin bekasının teminatı olan hukukun, adaletin peşinden gider. Kimi kesimlerin buram buram tehdit kokan mülevves dili, bu tarihî kararın ülkemiz için, Türkiye'nin istikbali için ehemmiyetini gölgeleyemeyecektir. Daha düne kadar yargı bağımsızlığından, hukuktan, adaletten, demokrasiden, Meclisin ve milletin iradesinden bahsedenlerin, hemen tavır değiştirerek mahkemelerimizi ve hâkimlerimizi hedef alması utanç vesikası olmanın ötesinde ikiyüzlülüktür, riyakârlıktır, samimiyetsizliktir. Elbette milletimiz, bu nobranlıkları hafızasına kaydedecek ve inşallah 2023'te sandık önüne geldiğinde faillerinden hesabını mutlaka soracaktır değerlendirmesinde bulundu.

Cumhurbaşkanımız Erdoğan, Biz de siyasi hayatımızın her safhasında olduğu gibi bugün de milletimizin iradesine zincir vurulmasına rıza göstermeyeceğiz. Türkiye'yi demokrasi, adalet ve özgürlükler temelinde büyütmeye devam edeceğiz dedi.

Bu süreçte sivil toplum kuruluşlarının desteği ve dayanışmasının, zorlu mücadeleyi zaferle taçlandırma çabalarında vazgeçilmez olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, Nasıl bugünlere omuz omuza, yürek yüreğe vererek geldiysek inşallah 2023'ün müreffeh Türkiye'sini de yine birlikte inşa edeceğiz. Rabbim yar ve yardımcımız olsun diyorum. Rabbim yolumuzu, bahtımızı açık etsin diyorum. Sizlerden omuzlarınızda taşıdığınız ağır yükün bilinciyle hareket etmenizi özellikle istiyorum. Sizlerden özellikle, aydınlık yarınlarımızın teminatı olan gençlerimize sahip çıkmaya devam etmenizi bekliyorum. Her birinize ülkemiz, milletimiz ve demokrasimiz adına yürüttüğünüz tüm hayırlı çalışmalarda Mevla'dan başarılar diliyorum ifadelerini kullandı.